-
1 duş yapmak
to have a shower -
2 duş
duş sDusche f, Brause f; (el \duşu) Brause f\duş yapmak duschen, eine Dusche nehmen\duşun altına girmek unter die Dusche gehen -
3 duş
duş Dusche f;duş almak, duş yapmak (sich) duschen -
4 duş
1) ЗЫГЪЭПСКIЫПI(Э), ПСЫ къызэгъэчъэхыпI(э)/ къызэгъэжэхыпIэ, ДУШ, ВАННЭ2) (duş almak/duş yapmak) ЗЫГЪЭПСКIЫН, ПСЫ къызэгъэчъэхын/ къызэгъэжэхын -
5 duş
-
6 duş
"1. shower, shower bath. 2. shower fixture; shower nozzle. - almak/yapmak to take a shower, have a shower." -
7 soğuk duş etkisi yapmak
как уша́т холо́дной воды́ вы́лить -
8 soğuk duş etkisi yapmak
v. cast a chill upon -
9 душ
-
10 duschen
duşduş yapmak -
11 shower
n. duş, sağanak, hafif yağmur, kısa süreli yağmur, hediye yağmuru————————v. yağdırmak, yağmuruna tutmak, dökmek, yağmuruna tutulmak* * *1. duş yap (v.) 2. duş (n.)* * *1. noun1) (a short fall (of rain): I got caught in a shower on my way here.) sağanak2) (anything resembling such a fall of rain: a shower of sparks; a shower of bullets.)... yağmuru3) (a bath in which water is sprayed down on the bather from above: I'm just going to have/take a shower.) duş4) (the equipment used for such a bath: We're having a shower fitted in the bathroom.) duş2. verb1) (to pour down in large quantities (on): They showered confetti on the bride.) yağdırmak2) (to bathe in a shower: He showered and dressed.) duş yapmak/almak•- showery- showerproof -
12 Dusche
-
13 douche
-
14 warm
-
15 Dusche
Dusche f <Dusche; Duschen> duş;eine Dusche nehmen, duschen v/r und v/i <h> duş yapmak/almak -
16 duschen
Dusche f <Dusche; Duschen> duş;eine Dusche nehmen, duschen v/r und v/i <h> duş yapmak/almak -
17 abbrausen
ab|brausen -
18 duschen
-
19 вызывать
çağırmak; derse kaldırmak; sevk etmek; neden olmak* * *несов.; сов. - вы́зватьвызыва́ть кого-л. к доске́ — tahtaya kaldırmak
вызыва́ть мили́цию — polis çağırmak
вызыва́ть по телефо́ну — telefondan aramak
вызыва́ть кого-л. на соревнова́ние — yarışmaya çağırmak / davet etmek
вы́звать кого-л. (по)боро́ться — güreşe çağırmak
2) ( побуждать) sevketmek, itmekвы́звать кого-л. на открове́нность — samimi konuşmaya sevketmek
3) ( быть причиной) neden olmak; yol açmak, uğratmak (приводить к чему-л.), uyandırmak ( пробуждать), doğurmak ( порождать)вызыва́ть аппети́т — iştah açmak
вызыва́ть аллерги́ю — alerji yapmak
вызыва́ть головну́ю боль — baş ağrısı yapmak
вызыва́ть восто́рг — hayranlık uyandırmak
вызыва́ть насме́шки — alaylara yol açmak
вызыва́ть интере́с — ilgi toplamak; ilgi uyandırmak
вызыва́ть па́нику — panik yaratmak, paniğe kaptırmak
вы́звать серьёзные после́дствия — ciddi sonuçlar doğurmak
с тем, что́бы вы́звать вражду́ и не́нависть ме́жду... —... arasında kin ve adaveti tahrik etmek için
вызыва́ть широ́кие о́тклики — geniş yankılar uyandırmak
вызыва́ть разочарова́ние у кого-л. — birinde düş kırıklığı yaratmak, birini hayal kırıklığına uğratmak
вызыва́ть беспоря́дки — ( спровоцировать) karışıklıklar çıkarmak; ( явиться причиной) karışıklıklara neden olmak / yol açmak
вызыва́ть беспоко́йство у кого-л. — birine huzursuzluk vermek
вызыва́ть чу́вство благода́рности — şükran duygusu uyandırmak
причи́на вызыва́ет сле́дствие — neden sonucu meydana getirir
э́то утвержде́ние вызыва́ет лишь улы́бку — bu iddia sadece tebessüme değer
факт, не вызыва́ющий сомне́ний — kuşku götürmez bir olay
-
20 soğuk
хо́лод (м) холо́дный* * *1. озвонч. -ğu; врз.холо́дныйsoğuk adam — холо́дный челове́к
soğuk cevap — холо́дный отве́т
soğuk gün — холо́дный день
soğuk hava — холо́дная пого́да
soğuk karşılama — холо́дный / равноду́шный приём
soğuk iklim — холо́дный кли́мат
2. озвонч. -ğusoğuk kadın — холо́дная / фриги́дная же́нщина
хо́лодsoğuklar — холода́
soğuklar bastı — внеза́пно нагря́нули холода́
bu seneki soğuk gibi soğuk görmedim — я не ви́дывал тако́го хо́лода, как в э́том году́
3. озвонч. -ğubugün soğuk var — сего́дня хо́лодно
хо́лодноçok soğuk selâmlaşmışlar — они́ поздоро́вались о́чень хо́лодно
••- soğuk çalmak
- soğuk çıkmak
- soğuk durmak
- soğuk duş etkisi yapmak
- soğuk düşmek
- soğuk kaçmak
- soğuk ter dökmek
- soğuk ter basmak
- soğuk vurmak
- 1
- 2
См. также в других словарях:
duş teknesi — is. Duş yapmak amacıyla banyonun bir köşesine yerleştirilmiş, derinliği fazla olmayan tekne … Çağatay Osmanlı Sözlük
soğuk duş etkisi yapmak — ansızın bildirilen tatsız bir haber olumsuz bir tepki yaratmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
soğuk — sf., ğu 1) Isısı düşük olan, sıcak karşıtı Bu el soğuktu ve titriyordu. P. Safa 2) Üşütecek derecede ısısı olan Güneşli, soğuk bir gündü. S. F. Abasıyanık 3) is. Isının üşütecek kadar az veya düşük olması durumu Karın soğuğu başka bir tür… … Çağatay Osmanlı Sözlük